Genes consist of a specific sequence of DNA.
- Genler DNA'nın belirli bir sıralanmasından oluşur.
If you could choose the genes for your children, would you?
- Çocukların için genleri seçebilseydin, seçer miydin?
My living room has wide windows.
- Oturma odamda geniş pencereler var.
These insects are widely distributed.
- Bu böcekler geniş bir alana yayıldılar.
I am told he has a broad back.
- Bana onun geniş bir arkası olduğu söylendi.
Jim has broad shoulders.
- Jim'in geniş omuzları var.
The road is ten feet in width.
- Yol on fit genişliğinde.
To calculate the volume, multiply the length by the width by the depth.
- Hacimi hesaplamak için uzunluğu genişlikle ve derinlikle çarp.
We generally drink tea after a meal.
- Biz genellikle bir öğünden sonra çay içeriz.
General Motors laid off 76,000 workers.
- General Motors 76,000 işçisini işten çıkardı.
Usually, I'll be gone before the morning light.
- Genellikle, sabah ışığından önce gitmiş olurum.
In general, men are taller than women.
- Generally, men are taller than women.
In the United States the word 'rebate' is widely recognized, generally as an incentive where makers give back directly to consumers.
- In America 'rebate' is widely recognized, generally as an incentive where makers give back directly to consumers.
New York'un caddeleri çok geniş.
- New York'un caddeleri çok geniştir.
New York'un caddeleri çok geniştir.
- New York'un caddeleri çok geniş.
Bu eski gelenekler nesilden nesile devredilmiştir.
- These old customs have been handed down from generation to generation.
Tom eski neslin bir üyesi olduğunu itiraf etmekten nefret ediyor.
- Tom hates to admit that he's a member of the older generation.
Tam otomatik hikaye üretimi bilgisayar bilim adamları için çözülmemiş bir sorun kalmaya devam etmektedir.
- Fully automatic story generation remains an unsolved problem for computer scientists.
Japon öğrencilerinin genel kültür bilgisinden etkilendim.
- I was impressed by the general knowledge of Japanese students.