These insects are widely distributed.
- Bu böcekler geniş bir alana yayıldılar.
The Mississippi River is deep and wide.
- Mississippi Nehri derin ve geniştir.
I am told he has a broad back.
- Bana onun geniş bir arkası olduğu söylendi.
He has broad shoulders.
- Onun geniş omuzları vardı.
The road is ten feet in width.
- Yol on fit genişliğinde.
To calculate the capacity, multiply the length by the width by the depth.
- Kapasiteyi hesaplamak için, uzunluğu genişlikle derinlikle çarpın.
Generally speaking, the climate in England is mild.
- Genelde, İngiltere'de iklim yumuşaktır.
General Motors laid off 76,000 workers.
- General Motors 76,000 işçisini işten çıkardı.
Usually, I'll be gone before the morning light.
- Genellikle, sabah ışığından önce gitmiş olurum.
He was a general in WWII.
- He was a general in the Second World War.
He was a general in the Second World War.
- He was a general in WWII.
New York'un caddeleri çok geniş.
- New York'un caddeleri çok geniştir.
New York'un caddeleri çok geniştir.
- New York'un caddeleri çok geniş.
Onların eski nesille hiç ortak yanları yok.
- They have nothing in common with the older generation.
Eskiden cinsiyetin doğuştan kazanıldığını savunanlardandım, ama artık ikili cinsiyet sistemine çok karşıyım.
- I used to be really cis, but by now I've become pretty genderqueer.
Cin, Tom'un üç dilek dilemesini istedi.
- The genie asked Tom to make three wishes.
Barbie bebeğine benzemek Mary'nin en büyük dileğiydi. Kötü cin bu dileği çok harfiyen yorumladı.
- It was Mary's greatest wish to look just like her Barbie doll. The evil genie interpreted this wish too literally.
Japon öğrencilerinin genel kültür bilgisinden etkilendim.
- I was impressed by the general knowledge of Japanese students.
Tam otomatik hikaye üretimi bilgisayar bilim adamları için çözülmemiş bir sorun kalmaya devam etmektedir.
- Fully automatic story generation remains an unsolved problem for computer scientists.