Bats usually fly in the dark.
- Yarasalar genellikle karanlıkta uçar.
What time do you usually go to bed?
- Genellikle ne zaman yatarsın?
I generally walk to school.
- Ben genellikle okula yürürüm.
We generally drink tea after a meal.
- Bir yemekten sonra, biz genellikle çay içeriz.
In general, we drive too fast.
- Genellikle çok hızlı süreriz.
Little girls in general are fond of dolls.
- Küçük kızlar genellikle oyuncak bebeklere bayılır.
Broadly speaking, dogs are more faithful than cats.
- Genellikle, köpekler kedilerden daha sadıktırlar.
Commencement is typically the first or second Saturday in April.
- Diploma töreni genellikle nisan ayının birinci ya da ikinci cumartesisidir.
Tom typically plays as a rogue. This is his first time playing as a wizard.
- Tom genellikle bir dolandırıcı olarak oynar.Bu onun sihirbaz olarak oynadığı ilk zamandır.
Shark fin soup is commonly served at Chinese weddings and banquets.
- Köpek balığı çorbası genellikle Çin'de evlenme törenlerinde ve ziyafetlerde servis edilir.
Antibiotics are commonly enzymatic inhibitors.
- Antibiyotikler genellikle enzimatik inhibitörlerdir.
By and large, your idea is a good one.
- Genellikle senin fikrin iyi bir fikir.
The shops are for the most part closed at ten o'clock.
- Dükkanlar genellikle saat onda kapalıdır.
A sentence normally has a subject and a verb.
- Bir cümlenin genellikle öznesi ve yüklemi vardır.
Lightning normally accompanies thunder.
- Şimşek genellikle gök gürültüsüne eşlik eder.
Englishmen are, on the whole, conservative.
- İngilizler, genellikle, tutucudur.
On the whole human beings want to be good, but not too good and not quite all the time.
- İnsanoğlu genellikle iyi olmak ister fakat her zaman çok iyi ve sakin değil.
As a rule, our English teacher gives a lot of homework.
- İngilizce öğretmenimiz genellikle çok ödev verir.
Boys, as a rule, are taller than girls.
- Erkekler, genellikle, kızlardan daha uzundur.
The committee is composed chiefly of professors.
- Komite genellikle profesörlerden oluşmaktadır.
The accident was caused chiefly by the unpredictable weather.
- Genellikle öngörülemeyen hava tarafından kazaya sebep olundu.
As a rule, our English teacher gives a lot of homework.
- İngilizce öğretmenimiz genellikle çok ödev verir.
Boys, as a rule, are taller than girls.
- Erkekler, genellikle, kızlardan daha uzundur.