Nothing easier. I received not long ago a map from my friend, Augustus Petermann, at Leipzig. Nothing could be more apropos.
Apropos the return home of the body of old King Nicholas of Montenegro ('Communists allow burial of Montenegro's last king', 2 October): King Alexander of Yugoslavia was his grandson, not his son-in-law.
By the way, where were you last night?
- Sırası gelmişken, dün gece neredeydin?
By the way, where are you from?
- Sırası gelmişken, nerelisiniz?
The girl fainted, but she came to when we threw water on her face.
- Kız bayıldı, fakat biz onun yüzüne su döktüğümüzde o kendine geldi.
No more than 50 people came.
- 50 kişiden fazla gelen olmadı.
Can you come at nine?
- Dokuzda gelebilir misin?
Do you want to come with us?
- Bizimle gelmek ister misiniz?
Did you come from a musical family?
- Müziksever bir aileden mi geldin?
Susan found out where the puppy had come from.
- Susan köpeğin nereden geldiğini öğrendi.
She is coming from England.
- O İngiltere'den geliyor.
Her dad won't be coming, he is very busy.
- Babası gelmeyecek, o çok meşgul.
These flowers come from Holland.
- Bu çiçekler Hollanda’dan geliyor.
Next time I come, I'll bring you some flowers.
- Bir daha ki gelişimde, sana bazı çiçekler getireceğim.
Sırası gelmişken bunu yapalım . Let's do this, now that the time seems ripe.
O, saçına jöle sürer.
- Tom puts gel in his hair.
Tom saçına jöle çaldı.
- Tom put gel in his hair.
Pelte limonlu ve portakallı olarak yapılabilen içine taze meyve katıldığında ise tadına doyum olmayan tatlıdır.
Ben jelatin kullanmadan panna cotta yaparım.
- I make panna cotta without using gelatin.