We changed our plans because of her late arrival.
- Onun geç gelmesi nedeniyle planlarımız değişti.
With the arrival of winter, the leaves on the trees fall down.
- Kışın gelmesiyle birlikte ağaçlardaki yapraklar düşer.
It was bad enough that he usually came to work late, but coming in drunk was the last straw, and I'm going to have to let him go.
- Onun işe genellikle geç gelmesi yeterince kötüydü fakat sarhoş gelmesi bardağı taşıran son damlaydı ve ben onun işine son verdireceğim.
What prevented her from coming yesterday?
- Dün onun gelmesini ne önledi?
No more than 50 people came.
- 50 kişiden fazla gelen olmadı.
What came first? The egg or the hen?
- Hangisi ilk olarak geldi? Yumurta mı yoksa tavuk mu?
Why did you come to Japan?
- Neden Japonya'ya geldin?
Do you want to come with us?
- Bizimle gelmek ister misiniz?
Susan found out where the puppy had come from.
- Susan köpeğin nereden geldiğini öğrendi.
Did you come from a musical family?
- Müziksever bir aileden mi geldin?
They'll go on arriving late.
- Onlar geç gelmeye devam edecekler.
Guests began arriving a little after 2:30.
- Misafirler 2.30'dan biraz sonra gelmeye başladı.
Christmas is coming soon.
- Yakında Noel geliyor.
Please pardon me for coming late.
- Lütfen geç geldiğimden dolayı beni affet.
Next time I come, I'll bring you some flowers.
- Bir daha ki gelişimde, sana bazı çiçekler getireceğim.
There is not past, no future; everything flows in an eternal present.
- Geçmiş ve gelecek yok; her şey sonsuz bir şimdikilikte akıyor.
Tom saçına jöle çaldı.
- Tom put gel in his hair.
O, saçına jöle sürer.
- Tom puts gel in his hair.
Pelte limonlu ve portakallı olarak yapılabilen içine taze meyve katıldığında ise tadına doyum olmayan tatlıdır.
Ben jelatin kullanmadan panna cotta yaparım.
- I make panna cotta without using gelatin.