Leave it to settle for about three months and, come Christmas time, you'll have a delicious concoctions to offer your guests.
She came to see us yesterday.
- O dün bizi görmek için geldi.
No more than 50 people came.
- 50 kişiden fazla gelen olmadı.
Why did you come to Japan?
- Neden Japonya'ya geldin?
Can you come at nine?
- Dokuzda gelebilir misin?
Did you come from a musical family?
- Müziksever bir aileden mi geldin?
Susan found out where the puppy had come from.
- Susan köpeğin nereden geldiğini öğrendi.
She is coming from England.
- O İngiltere'den geliyor.
Christmas is coming soon.
- Yakında Noel geliyor.
Next time I come, I'll bring you some flowers.
- Bir daha ki gelişimde, sana bazı çiçekler getireceğim.
He came bearing a large bunch of flowers.
- O, büyük bir demet çiçek taşıyarak geldi.
Tom saçına jöle çaldı.
- Tom put gel in his hair.
O, saçına jöle sürer.
- Tom puts gel in his hair.
Pelte limonlu ve portakallı olarak yapılabilen içine taze meyve katıldığında ise tadına doyum olmayan tatlıdır.
Ben jelatin kullanmadan panna cotta yaparım.
- I make panna cotta without using gelatin.