geleneksel

listen to the pronunciation of geleneksel
Турецкий язык - Английский Язык
traditional

The traditional way of learning a language may satisfy at most one's sense of duty, but it can hardly serve as a source of joy. Nor will it likely be successful. - Bir dil öğrenmenin geleneksel yolu olsa olsa birinin görev duygusunu tatmin edebilir ama o bir sevinç kaynağı olarak hizmet edemez. Ayrıca muhtemelen başarılı olmayacaktır.

It was a very traditional ceremony. - Çok geleneksel bir törendi.

conventional

Why are conventional language classes so boring? - Neden geleneksel dil dersleri bu kadar sıkıcı?

Plastics have taken the place of many conventional materials. - Plastik birçok geleneksel malzemenin yerini almaktadır.

(Biyokimya) trivial
trad

It was a very traditional ceremony. - Çok geleneksel bir törendi.

The traditional way of learning a language may satisfy at most one's sense of duty, but it can hardly serve as a source of joy. Nor will it likely be successful. - Bir dil öğrenmenin geleneksel yolu olsa olsa birinin görev duygusunu tatmin edebilir ama o bir sevinç kaynağı olarak hizmet edemez. Ayrıca muhtemelen başarılı olmayacaktır.

traditionalistic
orthodox

New Age ideas are a refreshing alternative to the staid orthodoxy of traditional Christianity. - Yeni Çağ fikirleri geleneksel Hıristiyanlığın ağırbaşlı ortadoksluğu için ferahlatıcı bir alternatiftir.

institutional
set
traditional, conventional
groovy
classic
folksy
customary

It's customary for waiters and waitresses to introduce themselves using only their first names. - Bay ve bayan garsonların ilk isimlerini kullanarak kendilerini tanıtması gelenekseldir.

During the feast of Hanukkah it is customary to play with a four sided dreidel. - Hanuka bayramı sırasında dört taraflı dönen top ile oynamak gelenekseldir.

traditionary
unwritten
geleneksel aile
(Pisikoloji, Ruhbilim) extended family
geleneksel araçlar
(Politika, Siyaset) traditional instruments
geleneksel basın yayın
traditional media
geleneksel bellek
(Bilgisayar) conventional memory
geleneksel gıdalar
(Gıda) traditional foods
geleneksel ihracatçı
(Ticaret) traditional supplier
geleneksel kültür
traditional culture
geleneksel medya
traditional media
geleneksel mimari
vernacular architecture
geleneksel olarak
institutionally
geleneksel olarak
conservatively
geleneksel olmayan
nontraditional
geleneksel olmayan
unconventional
geleneksel otorite
(Pisikoloji, Ruhbilim) traditional authority
geleneksel pazarlama
traditional marketing
geleneksel satıcı ülke
(Ticaret) traditional supplier
geleneksel tasarım
(İnşaat) conventional design
geleneksel tıp
(Tıp) traditional medicine
geleneksel tıp
folk medicine
geleneksel çiftçilik
(Tarım) traditional farming
geleneksel çince
traditional chinese
geleneksel toplum
(Sosyoloji, Toplumbilim) Traditional society
geleneksel analiz
(Jeoloji) customary analyses
geleneksel bahar şenlikleri
traditional spring festivals
geleneksel bilgi
traditional knowledge
geleneksel bir kore yemeği
(Gıda) kimchee
geleneksel bir kore yemeği
(Gıda) kimchees
geleneksel bir kore yemeği
(Gıda) kimchi
geleneksel bütçe
(Ticaret) traditional budget
geleneksel değer
traditional value
geleneksel dilbilgisi
(Dilbilim) traditional grammar
geleneksel düzey
(Pisikoloji, Ruhbilim) conventional level
geleneksel ekonomi
(Ticaret) subsistence economy
geleneksel ekonomik sistem
(Ticaret) traditional economy
geleneksel eylem
(Pisikoloji, Ruhbilim) traditional action
geleneksel faktoring
(Ticaret) old-line factoring
geleneksel fonlar
(Ticaret) traditional funds
geleneksel güvenirlik
(Dilbilim) classical reliability
geleneksel güvenirlik kuramı
(Dilbilim) classical reliability theory
geleneksel hale getirmek
traditionalize
geleneksel hekim
(Tıp) traditional healer
geleneksel ihracat
conventional export
geleneksel ispanyolca
traditional spanish
geleneksel japon kapısı
fusuma
geleneksel kimlik
traditional identity
geleneksel konut
conventional house
geleneksel kural
traditional rule
geleneksel kıyafet
local dress
geleneksel kıyafet
traditional wear
geleneksel kıyafetler giymiş
habited
geleneksel pasta
traditional pastry
geleneksel seramik
(İnşaat) ceramic conventional
geleneksel sistem
(Bilgisayar) conventional system
geleneksel sınav kuramı
(Dilbilim) classical test theory
geleneksel telefon hizmetleri
(Telekom) pots
geleneksel teori
(Jeoloji) conventional theory
geleneksel yöntem
(Jeoloji) conventional theory
geleneksel yöntem
conventional technique
geleneksel çözümleme
(Dilbilim) classical analysis
geleneksel şenlik
traditional festival
geleneksel şenlik
traditional fest
alternatif-geleneksel hekim
(Tıp) folk healer
alternatif-geleneksel hekim
(Tıp) alternative/traditional healer
kısmen geleneksel
semitraditional
terminal kontrol sahası; en yakın yaklaşma zamanı; geleneksel Başkomutanlık faal
(Askeri) terminal control area; time of closest approach; traditional CINC activity
Турецкий язык - Турецкий язык
Geleneğe dayanan, gelenekle ilgili olan, an'anevi
Geleneğe dayanan, gelenekle ilgili olan, ananevi: "Varlıklarının en köklü gücünü kendi ülkelerinin yarattığı geleneksel sanatta buluyorlar."- H. Taner
tradisyonel
geleneksel
Избранное