In the near future, we will be able to put an end to AIDS.
- Yakın gelecekte, AIDS'e son verebileceğiz.
I really look forward to your visit in the near future.
- Yakın bir gelecekteki senin ziyaretini gerçekten dört gözle bekliyorum.
Kim means to be a diplomat in the future.
- Kim gelecekte bir diplomat olmaya niyet ediyor.
No one can tell what'll happen in the future.
- Kimse gelecekte ne olacağını söyleyemez.
He is to come to my house tonight.
- O, bu gece benim evime gelecek.
The worst is still to come.
- Yine de en kötüsü gelecek.
What will happen in the eternal future that seems to have no purpose, but clearly just manifested by fate?
- Hiçbir amacı yokmuş gibi görünen ama var olmaktan başka bir kaderi olmadığı da açık olan bir sonsuzluktaki sonsuz gelecekte neler olacak?
And you have earned the new puppy that's coming with us … to the White House.
- Sen bizimle Beyaz Saray'a kadar gelecek yeni köpek yavrusu kazandın.
He will be coming to see me this afternoon.
- O, bu öğleden sonra beni görmeye gelecek.
I want to learn Chinese next year.
- Gelecek sene Çince öğrenmek istiyorum.
I want to study abroad next year.
- Gelecek yıl yurtdişinda öğrenim yapmak istiyorum.