Tom saçına jöle çaldı.
- Tom put gel in his hair.
O, saçına jöle sürer.
- Tom puts gel in his hair.
Ben jelatin kullanmadan panna cotta yaparım.
- I make panna cotta without using gelatin.
Pelte limonlu ve portakallı olarak yapılabilen içine taze meyve katıldığında ise tadına doyum olmayan tatlıdır.
hair-gel do.
I came to Japan from China.
- Çin'den Japonya'ya geldim.
What came first? The egg or the hen?
- Hangisi ilk olarak geldi? Yumurta mı yoksa tavuk mu?
Do you want to come with us?
- Bizimle gelmek ister misiniz?
Wisdom does not automatically come with age.
- Bilim yaş ile otomatik olarak gelmez.
Social order does not come from nature. It is founded on customs.
- Toplumsal düzen doğadan gelmez. Gelenekler üzerine kurulmuştur.
80% of all English words come from other languages.
- Tüm İngilizce sözcüklerin %80'i diğer dillerden gelmiştir.
Christmas is coming soon.
- Yakında Noel geliyor.
Her dad won't be coming, he is very busy.
- Babası gelmeyecek, o çok meşgul.
He came bearing a large bunch of flowers.
- O, büyük bir demet çiçek taşıyarak geldi.
Fruits come from flowers.
- Meyveler çiçeklerden meydana gelir.
Behave yourself, and you'll get something nice.
- Kendine gelirsen, hoş bir şey alırsın.
I want you to behave yourself.
- Kendine gelmeni istiyorum.
Snap out of it! You haven't done a thing all week.
- Kendine gel! Bütün hafta bir şey yapmadın.
... in dehydrated gel that upon landing, you hydrate the gel. ...