We need to avoid any further delays.
- Başka gecikmelerden kaçınmalıyız.
The bus has a delay of ten minutes.
- Otobüsün on dakikalık bir gecikmesi var.
It makes no difference whether the train is delayed or not.
- Trenin gecikmeli olup olmadığı hiç önemli değil.
In case the shipment is delayed, we have special delay insurance.
- Nakliyatın gecikme ihtimaline karşı özel gecikme sigortamız var.
We don't want to be late.
- Gecikmek istemiyoruz.
He invented an excuse for being late.
- Gecikmesine bir bahane uydurdu.
Don't mind Tom. He's a little retarded.
- Tom'a aldırmayın. O biraz gecikmeli.
How can I fix the lag?
- Gecikmeyi nasıl düzeltebilirim?
Employment continued to lag.
- İş gecikmeye devam etti.
I will overlook your lateness this time.
- Ben senin gecikmeni bu kez göz ardı edeceğim.
being late to ( could not cacht up) or being late to apointment.
I don't want to be late.
- Gecikmek istemiyorum.
We don't want to be late.
- Gecikmek istemiyoruz.
We don't want to be late.
- Gecikmek istemiyoruz.
I don't want to be late.
- Gecikmek istemiyorum.
Employment continued to lag.
- İş gecikmeye devam etti.
How can I fix the lag?
- Gecikmeyi nasıl düzeltebilirim?
It's necessary to discuss the problem without delay.
- Gecikmeden sorunu görüşmek gereklidir.
The weather will delay the start of the race.
- Hava yarışın başlamasını geciktirecek.
We need to avoid any further delays.
- Başka gecikmelerden kaçınmalıyız.
Be prepared for delays.
- Gecikmeler için hazır ol.