They chatted with each other to pass the time.
- Zaman geçirmek için birbirleri ile sohbet ettiler.
We have to pass this legislation.
- Bu yasayı geçirmek zorundayız.
Layla had to undergo another heart surgery.
- Leyla bir kalp ameliyatı daha geçirmek zorunda kaldı.
Layla had to undergo another heart surgery.
- Leyla başka bir kalp ameliyatı geçirmek zorundaydı.
What time of year do you usually like to spend time on the beach?
- Yılın hangi zamanında genellikle sahilde zaman geçirmek istersin?
I want to spend my life with you.
- Hayatımı seninle geçirmek istiyorum.
Tom is out to get you.
- Tom seni ele geçirmek için dışarıda.
I'd love to be able to spend more time with you, but I have to get back to work.
- Seninle daha fazla vakit geçirmek isterim, ama işime geri dönmeliyim.
Tom tried to force the puzzle pieces to fit together.
- Tom bulmaca parçalarını birbirine geçirmek için zorlamaya çalıştı.
Tom was charged with embezzling money from the city.
- Tom şehirden zimmetine para geçirmekle suçlandı.
Tom could use a little extra time to review for the upcoming test.
- Tom yaklaşan testi gözden geçirmek için biraz ekstra zaman kullanabilirdi.
We want to capture that market.
- O pazarı ele geçirmek istiyoruz.
Did you have time to look over the report?
- Raporu gözden geçirmek için vaktiniz var mıydı?
I never want to go through that again.
- Ben asla onu tekrar gözden geçirmek istemiyorum.
I have to go through the task by tomorrow.
- Yarına kadar görevi gözden geçirmek zorundayım.
Chinese firms have embarked on a quest to conquer the world market.
- Çinli firmalar, dünya pazarını ele geçirmek için bir arayış başlattı.
I don't like sewing because I can't thread the needle.
- İğneye iplik geçiremediğim için dikiş dikmeyi sevmiyorum.
Tom has already undergone surgery.
- Tom zaten ameliyat geçirmiş.
I have to revise for a biology test.
- Biyoloji testi için gözden geçirmek zorundayım.
The surgeon persuaded me to undergo an operation.
- Cerrah beni bir ameliyat geçirmem için ikna etti.
Her mother is going to undergo a major operation next week.
- Onun annesi gelecek hafta önemli bir ameliyat geçirecek.
Tom was charged with embezzling money from the city.
- Tom şehirden zimmetine para geçirmekle suçlandı.
I want to go over a few things with you.
- Seninle birlikte birkaç şeyi gözden geçirmek istiyorum.
I want to go over these numbers with you.
- Bu sayıları seninle gözden geçirmek istiyorum.
We played cards to kill time.
- Vakit geçirmek için kart oynadık.
What do you do to pass the time?
- Vakit geçirmek için ne yaparsın?
I underwent major surgery last year.
- Geçen yıl büyük bir ameliyat geçirdim.
He underwent a risky operation.
- O riskli bir ameliyat geçirdi.
I love passing time with you.
- Seninle zaman geçirmeyi seviyorum.
Strain the chickpeas.