Henry is old enough to support himself.
- Henry kendini geçindirmek için yeterince yaşlıdır.
He worked hard to support a large family.
- O, büyük bir aileyi geçindirmek için çok çalıştı.
It takes a lot of money to keep up such a big house.
- Böylesine büyük bir evi geçindirmek için çok para gerekir.
It takes a lot of money to keep up such a big house.
- Böylesine büyük bir evi geçindirmek için çok para gerekir.
I'm just trying to get by.
- Ben sadece geçinmeye çalışıyorum.
I'm sure Tom knows enough French to get by.
- Tom'un geçinmek için yeterli Fransızca bildiğinden eminim.