The DJ transitioned between two songs.
- DJ iki şarkı arasında geçiş yaptı.
Chromium is a transition element.
- Krom bir geçiş elementidir.
There is no passage for big vehicles here.
- Burada büyük araçlar için geçiş yoktur.
This is the passage to the sea.
- Bu denize doğru geçiştir.
I am used to hearing the train pass by my house.
- Trenin evimin yanından geçişini duymaya alışkınım.
I have two passes to the game.
- Oyuna iki geçişim var.
Adolescence is a period of transition between childhood and adulthood.
- Ergenlik çocukluk ve yetişkinlik arasındaki geçiş dönemidir.
The educational system is in transition.
- Eğitim sistemi geçiş aşamasında.
The border crossing was crowded with people, many of whom were refugees.
- Sınır geçişi insanlarla doluydu, onların çoğu mültecilerdi.
I saw her crossing the street.
- Onun caddeyi geçişini gördüm.