The transition from farm life to city life is often difficult.
- Çiftlik hayatından şehir hayatına geçiş çoğunlukla zordur.
The DJ transitioned between two songs.
- DJ iki şarkı arasında geçiş yaptı.
There is no passage for big vehicles here.
- Burada büyük araçlar için geçiş yoktur.
A car lying on its side blocked the passage.
- Yan yatan bir araç geçişi engelledi.
Tom bought a VIP pass.
- Tom bir VIP geçiş aldı.
I am used to hearing the train pass by my house.
- Trenin evimin yanından geçişini duymaya alışkınım.
The transition from farm life to city life is often difficult.
- Çiftlik hayatından şehir hayatına geçiş çoğunlukla zordur.
The educational system is in transition.
- Eğitim sistemi geçiş aşamasında.
I saw him crossing the street.
- Onun caddeyi geçişini gördüm.
The border crossing was crowded with people, many of whom were refugees.
- Sınır geçişi insanlarla doluydu, onların çoğu mültecilerdi.