geçende

listen to the pronunciation of geçende
Турецкий язык - Английский Язык

Определение geçende в Турецкий язык Английский Язык словарь

geçen
last

We went to London last year. - Geçen yıl Londra'ya gittik.

He began to work for that company last year. - O, geçen yıl o şirket için çalışmaya başladı.

geçen
{s} late

Last year, my brother was late for school every day. - Geçen sene kardeşim okula her gün geç kalırdı.

Tom worked late last night. - Tom geçen gece geç saatlere kadar çalıştı.

geçen
passing

Dan landed onto the roof of a passing van. - Dan geçen bir kamyonetin çatısına indi.

A passing car splashed water on us. - Geçen bir araba üzerimize su sıçrattı.

geçen
{s} former

The other day I met my former neighbour in the city. - Geçen gün kentte eski komşuma rastladım.

geçen
past

I've had a lot on my mind these past few days. - Geçen birkaç gündür aklımda çok şey var.

Freddy's been working the graveyard shift the past month, so he hasn't been able to see any of his friends who work normal hours. - Freddy geçen ay mezarlıkta vardiyalı olarak çalışıyordu, bu yüzden normal saatlerde çalışan arkadaşlarından herhangi birini göremiyordu.

geçen
(Bilgisayar) elapsed
geçen
passed

Her mother passed away last year. - Annesi geçen yıl öldü.

Her father passed away last week. - Babası geçen hafta öldü.

geçen
other

This is the car I spoke of the other day. - Geçen gün bahsettiğim araba bu.

He is the boy of whom we spoke the other day. - O, geçen gün konuştuğumuz çocuktur.

geçen
transitive
geçen
last, past
geçen
in excess of
geçen
yester

A burglar broke into the convenience store last month, but I heard the police caught him yesterday. - Bir hırsız geçen ay bir markete girdi fakat polisin onu dün yakaladığını duydum.

Why didn't you call me yesterday evening? - Geçen akşam neden beni aramadın?

geçen
hereinabove
Турецкий язык - Турецкий язык
Ne kadar geçtiği belli olmayan yakın bir zaman önce
Geçen
(Osmanlı Dönemi) MÜSABIK
Geçen
kaim
geçen
Belirsiz bir süre önceki, birkaç gün önceki
geçen
Bir önceki
geçen
Bir önceki (hafta, ay, yaz, kış vb.): "Yine bir gün o kızı geçen yıl gördüğü incirlikte bir daha gördü."- O. C. Kaygılı