geäußert

listen to the pronunciation of geäußert
Английский Язык - Турецкий язык

Определение geäußert в Английский Язык Турецкий язык словарь

stated
{s} belirtilmiş
said
{f} söyle

Çok iyi bir iş yapmadığını söyledim. - You didn't do a very good job, I said.

Onun söylediği doğru. - What he said is true.

said
f., bak. say
said
say de
said
söylenmek

Onun zengin olduğu söylenmektedir. - She is said to have been rich.

Japonların tanıdıkları kişilere karşı nazik oldukları fakat tanımadıklarına karşı oldukça soğuk oldukları söylenmektedir. - It is said that Japanese people are kind to people they know, but rather cold to those they don't.

stated
{s} belirtilen

Belirtilen tarihe kadar işi bitirmek zorundaydım. - I had to finish the job by the stated date.

Belirtilen fiyat işçilik ücretini içermez. - The stated price does not include labor charges.

expressed
{f} ifade et

O, kendini açıkça ifade etti. - He expressed himself clearly.

O, İngilizce olarak kendini çok iyi ifade etti. - He expressed himself very well in English.

said
adı geçen
said
sözü edilen
stated
muntazam
stated
düzenli
stated
{f} belirt

Oğlan hoşlandığı kıza bir buket gül vereceğini, onunla konuşacağını ve onu bir kahve içmeye davet edeceğini belirtti. - The boy stated that he would give a bouquet of roses to the girl that he liked, talk with her, and invite her to have a coffee.

Başkan konuyla ilgili kişisel görüşünü belirtti. - The president stated his position on the issue.

stated
belirli
stated
{s} belli
expressed
ifade edilen
said
sözkonusu
said
{s} denilen
said
söylenen

Toplantıda söylenen her şeyi anladın mı? - Did you understand everything that was said at the meeting?

Kız kendine söyleneni görmezden gelerek annesiyle alışverişe gideceğini söyledi. - The girl said she was going shopping with her mother, ignoring what she was told.

said
{s} bahsedilen
Немецкий Язык - Английский Язык