It likes strange animals, like snakes.
- O, yılanlar gibi, garip hayvanlardan hoşlanıyor.
They saw a strange animal there.
- Onlar orada garip bir hayvan gördü.
His behavior is very odd today.
- Onun davranışı bugün çok gariptir.
Oddly, I've been watching a lot of telenovelas this fall.
- Gariptir, bu sonbaharda çok sayıda pembe dizi izliyorum.
Tom was beginning to feel awkward.
- Tom garip hissetmeye başlamıştı.
I feel a little awkward.
- Biraz garip hissediyorum.
Don't you think that's funny?
- Bunun garip olduğunu düşünmüyor musun?
There's a funny smell coming from the engine of the car.
- Arabanın motorundan gelen garip bir koku var.
You're such a weirdo.
- Sen bir garip tipsin.
For a professional, he gave a poor account of himself in today's game.
- Bir profesyonele göre, bugünkü oyunda kendisiyle ilgili garip bir açıklama yaptı.
Sami was feeling a bit unusual.
- Sami kendini biraz garip hissediyordu.
Your freaking grandfather nearly ran me over!
- Senin garip büyükbaban neredeyse beni ezecekti!
The olm is my favourite animal, due to its grotesque appearance.
- Olm garip görünümü nedeniyle benim en sevdiğim hayvan.
That's a really weird shade of red for a car.
- Bu bir araba için gerçekten kırmızının garip bir tonu.
You seem weirder than usual.
- Her zamankinden daha garip görünüyorsun.
The strangest part is that no one recognizes me.
- En garip nokta şu ki kimse beni tanımıyor.
What's the strangest thing you've ever eaten?
- Bugüne kadar yediğin en garip şey ne?
There are strange rumors afloat.
- Gemide garip söylentiler var.