Bahçede kedini görüyorum.
- I see your cat in the garden.
Bahçede bir tavşan koşuyor.
- A rabbit is running in the garden.
Bahçeyi düzenlemesi için bir bahçıvan çağrıldı.
- A gardener was called in to design the garden.
Tom, Jacksonların bahçıvanıdır.
- Tom is the Jacksons' gardener.
Park içinde bir heykel bahçesi var.
- There's a sculpture garden inside the park.
Bazı bahçıvanlar parkta açelyalara bakarlar.
- Several gardeners look after the azaleas in the park.
Bahçeyi kim tahrip etti?
- Who destroyed the garden?
Köpek çitin üzerinden bahçeye atladı.
- The dog jumped over the fence into the garden.
Babamın bir dinlenmeye ihtiyacı var. O üç saattir bahçede çalışmaktadır.
- Dad needs to take a rest. He's been working in the garden for three hours.
Bahçede çalışırken elbiselerimi yırtarım.
- I tear my clothes when I work in the garden.
O, bahçede çalışmayı sever.
- He likes to work in the garden.
garden shed (= a shed in a garden).
garden of microphones, which stuck up like metal flowers in her face.
UK equivalent)I love to do gardening.
My father's in the garden.
- My father is in the garden.
My father is in the garden.
- My father's in the garden.