He guaranteed his slaves' freedom.
- O, kölelerinin özgürlüğünü garantiledi.
Freedom of thought is guaranteed by the constitution.
- Düşünce özgürlüğü anayasa tarafından garanti altına alınmıştır.
The warranty doesn't cover normal wear and tear.
- Normal aşınma ve yıpranma garanti kapsamında değildir.
This car has a good warranty.
- Bu arabanın iyi bir garantisi var.
The warranty doesn't cover normal wear and tear.
- Normal aşınma ve yıpranma garanti kapsamında değildir.
The warranty doesn't cover normal wear and tear.
- Garanti normal aşınma ve yıpranmayı içermemektedir.
He guaranteed his slaves' freedom.
- O, kölelerinin özgürlüğünü garantiledi.
Equality is guaranteed by the Constitution.
- Eşitlik anayasa tarafından garantiye alınmıştır.
There are no guarantees.
- Hiçbir garanti yoktur.
There are no guarantees in life.
- Hayatta hiçbir şeyin garantisi yoktur.