Equality is guaranteed by the Constitution.
- Eşitlik anayasa tarafından garantiye alınmıştır.
Freedom of thought is guaranteed by the constitution.
- Düşünce özgürlüğü anayasa tarafından garanti altına alınmıştır.
The warranty doesn't cover normal wear and tear.
- Normal aşınma ve yıpranma garanti kapsamında değildir.
The warranty for my TV is expired.
- Televizyonumun garanti süresi bitti.
The warranty doesn't cover normal wear and tear.
- Garanti normal aşınma ve yıpranmayı içermemektedir.
This car has a good warranty.
- Bu arabanın iyi bir garantisi var.
The manufacturer guaranteed the new machine for 5 years.
- Üretici yeni makineye 5 yıl garanti verdi.
He guaranteed his slaves' freedom.
- O, kölelerinin özgürlüğünü garantiledi.
The fishmonger guarantees the origin and freshness of his products.
- Balıkçı ürünlerinin menşeini ve tazeliğini garanti eder.
There are no guarantees.
- Hiçbir garanti yoktur.