Onunla birlikte tam zamanlı işim vardı.
- I had a full time job with him.
Bu şirket kaç tane çalışanı tam zamanlı çalıştırıyor?
- How many employees does this company employ full time?
she talked the whole time.
O gün boyu kocasına hizmet etti.
- She waited on her husband all day long.
O, bütün gün boyunca çalışmaktaydı.
- She's been working all day long.
Bütün gün boşa kürek salladı.
- He built castles in the air all day.
Düşman bütün gün saldırısına devam etti.
- The enemy kept up their attack all day.
Ben bir restoranda tam gün çalışırdım.
- I used to work full time in a restaurant.
Tam gün bir işim var.
- I have a full time job.