Onlar Olimpiyat Oyunları'na katılmak istiyorlar.
- They want to participate in the Olympic Games.
Futbol oyunlarını izlemeyi severim.
- I love watching soccer games.
Go büyük ihtimalle benim ülkemdeki en popüler Japon oyunu olsa da o bile bazı üniversite öğrencileri dışında pek bilinmiyor.
- Although Go is probably the most popular Japanese game in my country, at most only a few university students know it.
Futbol eski bir oyundur.
- Soccer is an old game.
O ormanda birçok büyük av hayvanı var.
- There's a lot of big game in that forest.
Televizyondaki futbol maçını izledin mi?
- Did you watch the soccer game on television?
Babam beni sık sık beyzbol maçlarına götürür.
- My father often takes me to baseball games.
Alçakgönüllülük olmadan, yiğitlik tehlikeli bir oyundur.
- Without humility, courage is a dangerous game.
Oyunculardan biri oyun sırasında sakatlandı.
- One of the players was hurt during the game.
Biz eğlence ve oyunlar için burada değiliz.
- We are not here for fun and games.
Şu zırvayı keser misin? Oyun ve eğlence için havamda değilim.
- Would you cut that crap out? I'm not in the mood for fun and games.
Bu oyun seni kötü gelincik sürülerine karşı savaştırır.
- This game has you battle against hordes of evil stoats.
Tom kelime oyunlarını sever.
- Tom likes word games.
O kelime oyunlarını sever.
- She likes word games.
Olimpiyat oyunlarına katıldı.
- He took part in the Olympic Games.
Onlar Olimpiyat Oyunları'na katılmak istiyorlar.
- They want to participate in the Olympic Games.
Bir sonraki oyunu kazanmaya istekliler.
- They are eager to win the next game.
Bugünkü oyun için hazır mısın?
- Are you ready for today's game?
Annesi ona akşam yemeği için hazırlanmasını söylemesine rağmen Tom oyununu oynamaya devam etti.
- Even though his mother told him to get ready for dinner, Tom continued playing his game.
Partide pek çok oyun oynadık.
- We played a lot of games at the party.
Tom bir oyun planıyla geldi.
- Tom came in with a game plan.
Buradaki oyun planı nedir?
- What's the game plan here?
Yağmur yağsa bile karşılaşma yapılır.
- The game will be held even if it rains.
Masa oyunları oynamayı severim.
- I like to play board games.
Sami masa oyunlarını seviyordu.
- Sami liked board games.
You wouldn't believe the fun and games I had trying to find somewhere to park.
I'm game, would you like to tell me how ? - From the computer game Adventure.
The forest has plenty of game.
Shall we play a game?.
He didn't get anywhere with her because he had no game.''.
Accusing Governor Carey of playing games with taxpayers in his $12.7 billion budget, the Senate majority leader, Warren M. Anderson of Binghamton, said today that it would face rough sledding, in the Republican led State Senate. - , 1979.
... your games. ...
... television, TV shows, and video games you ...