a tickling sensation.
Mary tickled her little brother. - Mary küçük kardeşini gıdıkladı.
Mary tickled her little brother.
Mary küçük kardeşini gıdıkladı.
I got tickled the other day. - Geçen gün gıdıklandım.
I got tickled the other day.
Geçen gün gıdıklandım.
Tom asked Mary to stop tickling him. - Tom Mary'den onu gıdıklamaktan vazgeçmesini istedi.
Tom asked Mary to stop tickling him.
Tom Mary'den onu gıdıklamaktan vazgeçmesini istedi.