I assume all our equipment is still up to date.
- Sanırım bütün ekipmanımız hâlâ güncel.
Tom needs to be brought up to date.
- Tom'un güncelleştirilmeye ihtiyacı var.
This information is not as up-to-date as it should be.
- Bu bilgi olması gerektiği kadar güncel değil.
I have an up-to-date dictionary.
- Güncel bir sözlüğüm var.
There is an urgent need for them to update their system.
- Onların sistemlerini güncellemelerine acil bir ihtiyaç var.
Tom needs to update his website.
- Tom Websitesini güncellemelidir.
This hardly seems newsworthy.
- Bu neredeyse hiç güncel görünmüyor.
Tom found the report on a current website.
- Tom raporu güncel bir web sitesinde buldu.
Do you use current technology?
- Güncel teknolojiyi kullanıyor musun?
The teacher tried to interest the students in current events.
- Öğretmen güncel olaylara öğrencilerin dikkatini çekmeye çalıştı.