gümrüklü

listen to the pronunciation of gümrüklü
Турецкий язык - Английский Язык
dutiable, duty-paid
with customs paid
subject to customs, dutiable
(Ticaret) subject to customs
gümrük
customs

A customs declaration is required. - Bir gümrük beyanı gereklidir.

A customs official asked me to open my suitcase. - Bir gümrük görevlisi, bavulumu açmamı istedi.

gümrük
custom

A customs declaration is required. - Bir gümrük beyanı gereklidir.

The customs officials examined the boxes. - Gümrük memurları kutuları inceledi.

gümrük
duty

These goods are free of duty. - Bu mallar için gümrük vergisi yok.

I didn't buy anything at the duty-free shops. - Gümrüksüz mağazalardan herhangi bir şey almadım.

gümrük
(Ticaret) customs bureau
gümrük
(Ticaret) customshouse
gümrük
customs house
gümrük
custom of
gümrük
customs; customs house; tariff, duty
gümrük
tariff

President Arthur wanted to reduce the tariffs. - Başkan Arthur gümrük vergilerini düşürmek istedi.

Some of the tariffs were as high as sixty percent. - Bazı gümrük vergileri yüzde 60'a varıyordu.

gümrük
duty; tariff
gümrük
customshouse, customhouse
gümrük
customhouse
gümrük
customs, customs bureau (as an agency of the state)
Турецкий язык - Турецкий язык
Gümrük vergisi ödenmesi gerekli olan
Gümrük vergisi ödenmiş olan
gümrük
Bir ülkeye giren veya bir ülkeden çıkan mal ve eşya üzerinden alınan vergi
gümrük
Bir ülkenin giriş ve çıkışında gümrük denetim ve gözetiminin yapıldığı yer
gümrük
Bir ülkenin giriş ve çıkışında gümrük denetim ve gözetiminin yapıldığı yer: "Sayfaları girip çıktığı gümrüklerin dalgalarıyla dolu pasaportlar eskitti."- N. Cumalı
gümrük
Bir verginin alınması işlemiyle uğraşan devlet kuruluşu
gümrüklü
Избранное