The gardener planted a rose tree in the middle of the garden.
- Bahçıvan bahçenin ortasına bir gül ağacı dikti.
The roses are in bloom.
- Güller çiçek açmışlar.
Don't laugh at him for making a mistake.
- Hata yaptığı için ona gülme.
It is rude to laugh at others.
- Diğerlerine gülmek kabalıktır.
It is no laughing matter that he couldn't graduate from university this year.
- Onun bu yıl üniversiteden mezun olamaması gülünecek bir şey değil.
I can't stop laughing.
- Gülmemek elimde değil.
They laughed the speaker down.
- Onlar spikeri gülerek susturdular.
Speak of the next year, and the devil will laugh.
- Gelecek yıldan bahsedersen şeytan güler.