She smiles a beautiful smile.
He always puts a smile on my face.
I am good at raising roses.
- Gül yetiştirmekte iyiyim.
The rose is a flower and the dove is a bird.
- Gül bir çiçektir ve güvercin bir kuştur.
Your new friends may laugh at some of the things you do.
- Yeni arkadaşlarınız yaptığınız bazı şeylere gülebilirler.
A teacher should never laugh at his students' mistakes.
- Bir öğretmen öğrencilerinin hatalarına asla gülmemeli.
I cannot help laughing.
- Gülmemek elimde değil.
It is no laughing matter that he couldn't graduate from university this year.
- Onun bu yıl üniversiteden mezun olamaması gülünecek bir şey değil.
I don't know whether to cry or to laugh.
- Ağlasam mı yoksa gülsem mi bilmiyorum.
Man is the only animal that can laugh.
- İnsan gülebilen tek hayvandır.