He had no difficulty in solving the problem.
- Sorunun çözümünde hiç güçlük çekmedi.
I have difficulty understanding abstract modern art, especially Mondrian.
- Soyut modern sanatı anlamada güçlük çekiyorum, özellikle Mondrian.
Anyone who creates hassle should leave.
- Güçlük yaratan biri terk etmeli.
We know it's a hassle.
- Bunun bir güçlük olduğunu biliyoruz.
Face adversity with courage.
- Güçlüklerle cesaretle yüzleş.
I'm having trouble understanding you.
- Ben seni anlamakta güçlük çekiyorum.
I always have trouble pronouncing that word.
- O kelimeyi telaffuz etmede her zaman güçlük yaşıyorum.