She was watching the film with her eyes red in tears.
- O gözyaşları içindeki kırmızı gözleri ile filmi izliyordu.
Mother asked the babysitter to watch the children.
- Anne bebek-bakıcısından çocukları gözlemesini rica etti.
I'm observing wild birds.
- Ben yabani kuşları gözlemliyorum.
Tom was observing the sky with his telescope when he discovered a mysterious new object.
- Tom gizemli yeni bir nesne keşfettiğinde teleskobuyla gökyüzünü gözlemliyordu.
I closed my eyes to calm down.
- Sakin olmak için gözlerimi kapattım.
This song is so moving that it brings tears to my eyes.
- Bu şarkı o kadar acıklı ki gözlerimi yaşarttı.
He observed many types of creatures there.
- Orada bir sürü yaratık çeşidi gözlemledi.
I observed that his hands were unsteady.
- Ellerinin titrek olduğunu gözlemledim.
Tom likes to observe birds.
- Tom kuşları gözlemlemeyi sever.
The woman observes and the man thinks.
- Kadın gözlemler ve erkek düşünür.