Don't leave your belongings unattended at the beach.
- Plajda eşyalarınızı gözetimsiz bırakmayın.
Never leave your drink unattended.
- Asla içkini gözetimsiz bırakma.
There was a surveillance team watching Dan.
- Dan'ı izleyen bir gözetim ekibi vardı.
The police have Tom under surveillance.
- Polisler Tom'u gözetim altına aldılar.
There was a surveillance team watching Dan.
- Dan'ı izleyen bir gözetim ekibi vardı.
Dan watched the video surveillance footage.
- Dan video gözetim görüntülerini izledi.
The children need adult supervision.
- Çocukların yetişkin gözetimine ihtiyaçları vardır.
Tom needs some adult supervision.
- Tom'un biraz yetişkin gözetimine ihtiyacı var.
We're going to try to get you full custody.
- Seni tam gözetim altına almaya çalışacağız.
The man was held in police custody.
- Adam polis gözetiminde tutuldu.
Maybe it was just an oversight.
- Belki de bu sadece bir gözetimdi.