Tom is still under surveillance.
- Tom hâlâ gözetim altında.
There was a surveillance team watching Dan.
- Dan'ı izleyen bir gözetim ekibi vardı.
Dan watched the video surveillance footage.
- Dan video gözetim görüntülerini izledi.
There was a surveillance team watching Dan.
- Dan'ı izleyen bir gözetim ekibi vardı.
The shop is kept under police supervision.
- Mağaza, polis gözetiminde tutuluyor.
Tom needs some adult supervision.
- Tom'un biraz yetişkin gözetimine ihtiyacı var.
Tom is now in police custody.
- Tom şu anda polis gözetiminde.
Tom has been taken into protective custody.
- Tom koruyucu gözetime alındı.
Maybe it was just an oversight.
- Belki de bu sadece bir gözetimdi.