gözdede

listen to the pronunciation of gözdede
Турецкий язык - Английский Язык

Определение gözdede в Турецкий язык Английский Язык словарь

gözde
{i} favorite

What's your favorite yoga pose? - Gözde yoga duruşun nedir?

What's your favorite charity? - Gözde hayır kurumun nedir?

gözde
favourite

My favourite game is football. - Benim gözde oyunum futboldur.

His favourite team doesn't win a lot of competitions. - Onun gözde takımı yarışmaların çoğunu kazanmaz.

gözde
{i} pet

Tom is the teacher's pet. - Tom öğretmenin gözdesi.

She is a teacher's pet. - O, bir öğretmenin gözdesi.

gözde
mistress
gözde
popular
gözde
hetaira
gözde
preferred
gözde
in eye
gözde
in the eyes
gözde
preffered
gözde
blue boy
gözde
favourite, popular, in favour; mistress
gözde
minion
gözde
fair boy
gözde
favorite, favored, in favor
gözde
dearest

Those who betray us in the worst way are always those who are dearest to us. - Bize en kötü şekilde ihanet edenler her zaman bizim için gözde olanlardır.

gözde
favourite [Brit.]
gözde
favored one, favorite (woman)
gözde
in
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение gözdede в Турецкий язык Турецкий язык словарь

gözde
Benzerleri arasında nitelikleri sebebiyle üstün tutulan, beğenilen, önem verilen (kimse veya şey)
gözde
Önemli bir kimsenin beğendiği kadın
gözde
Benzerleri arasında nitelikleri sebebiyle üstün tutulan, beğenilen, önem verilen (kimse veya şey): "Türkü tabii o zamanlar en gözde bir meslek olan ve kızının kabul ettiği 'Kâtibim' türküsü ile biterdi."- H. E. Adıvar. Önemli bir kimsenin beğendiği kadın
gözdede
Избранное