göz yaşı

listen to the pronunciation of göz yaşı
Турецкий язык - Английский Язык
(Tıp) tear

It took a lot of time, blood, sweat and tears to clean it. - Bunu temizlemek bir sürü zaman, kan, ter ve göz yaşı aldı.

eyewater
gözyaşı
{i} tear

I was told my tear duct was blocked. - Bana gözyaşı kanalımın tıkandığı söylenildi.

Even though Tom still had tears in his eyes, he began to smile. - Tom gözlerinde hala gözyaşı olmasına rağmen gülmeye başladı.

göz yaşı dökmek
shed tears
gözyaşı
tears

Without music, the world is a valley of tears. - Müziksiz dünya, gözyaşı vadisidir.

Even though Tom still had tears in his eyes, he began to smile. - Tom gözlerinde hala gözyaşı olmasına rağmen gülmeye başladı.

gözyaşı
teardrop
Gözyaşı
(Tıp) lacrima
Gözyaşı
(Tıp) dacry
göz yaş
eyewater
gözyaşı
dewy
gözyaşı
waterworks
gözyaşı
lachrymal
gözyaşı
(Tıp) mia water
Турецкий язык - Турецкий язык
(Osmanlı Dönemi) ABRE
(Osmanlı Dönemi) DAM'
(Osmanlı Dönemi) GARB
gözyaşı
Gözyaşı bezlerinin salgıladığı, bazı etkilerle akan duru sıvı damlacıklarından her biri: "Her kadının gözyaşını dindireceğine kaniydi."- P. Safa
Gözyaşı
eşkbâr
Gözyaşı
eşk
Gözyaşı
(Osmanlı Dönemi) MEDMA'
Gözyaşı
(Osmanlı Dönemi) ATEŞ
Gözyaşı
lakrima
gözyaşı
Gözyaşı bezlerinin salgıladığı, bazı etkilerle akan duru sıvı damlacıklarından her biri
göz yaşı
Избранное