Studies show that once the basic needs of shelter and food are met, additional wealth adds very little to happiness.
- Araştırmalar, temel barınma ve gıda ihtiyaçları karşılanır karşılanmaz, ilave zenginliğin mutluluğa çok az şey kattığını gösteriyor.
Will you show me on this map, please?
- Bana bu haritada gösterirmisiniz, lütfen?
My favourite show is Desperate Housewives.
- Benim en sevdiğim gösteri Umutsuz Ev kadınları.
Tom wants to build an ostentatious and smart house.
- Tom gösterişli ve güzel bir ev yapmak istiyor.
Sami's band was playing a show in Cairo.
- Sami'nin grubu Kahire'de bir gösteri yapıyordu.
Do you have any tickets for today's performance?
- Bugünkü gösteri için hiç biletin var mı?
After the performance, she went backstage.
- O, gösteriden sonra kulise gitti.
The teenager is showing off his new car.
- Delikanlı yeni arabasını gösteriyor.
He was the kind of kid who was always showing off to his classmates.
- Her zaman sınıf arkadaşlarına gösteriş yapan türde bir çocuktu.
The exhibition caused a minor scandal.
- Gösteri küçük çaplı bir rezalet çıkardı.
The students demonstrated against the new government.
- Öğrenciler, yeni hükümete karşı gösteri düzenlediler.
African Americans demonstrated for civil rights.
- Afrikalı Amerikalılar sivil haklar için gösteri yaptılar.
The police threw many tear-gas grenades at the protesters.
- Polis, göstericilere birçok göz yaşartıcı bomba attı.
He probably meant that people only go to demonstrations to show themselves and not to protest.
- Muhtemelen insanların gösterilere protesto etmek için değil, sadece kendilerini göstermek için gittiklerini demek istiyor.
Bull fighting is a very interesting spectacle.
- Boğa güreşi çok ilginç bir gösteridir.
A strange spectacle happened before my eyes.
- Gözlerimin önünde tuhaf bir gösteri oldu.
The celebrations culminated in a spectacular fireworks display.
- Kutlamalar muhteşem bir havai fişek gösterisi ile sonuçlandı.
He never made a display of his learning.
- O asla öğrendikleri ile ilgili bir gösteri yapmadı.
Today is the 4th of June — a day when Chinese government killed hundreds of people on a peaceful demonstration on the Tiananmen square.
- Bugün 4 Haziran. Çin hükümetinin Tiananmen alanında barışsever bir gösteride yüzlerce insanı öldürdüğü bir gün.
They promised to stop their demonstrations.
- Onlar gösterilerini durdurmaya söz verdi.
Because of some technical problem, a movie was shown in place of the announced program.
- Bir teknik sorun nedeniyle, ilan edilen programın yerine bir film gösterildi.
We enjoyed watching a circus parade.
- Sirk gösterilerini izlerken eğlendik.
I enjoyed watching the circus parade.
- Sirk gösterisini izlemekten zevk aldım.
African Americans demonstrated for civil rights.
- Afrikalı Amerikalılar sivil haklar için gösteri yaptılar.
There were demonstrations against the government by Japanese university students in the 1960's.
- 1960'larda Japon üniversite öğrencileri tarafından hükümete karşı yapılan gösteriler vardı.