gösterisinde

listen to the pronunciation of gösterisinde
Турецкий язык - Английский Язык
show in
bring in, show someone the way in
gösteri
show

Will you show me the way to the bank? - Bana bankaya giden yolu gösterir misiniz?

Will you show me the picture? - Bana resmi gösterir misin?

gösteri
entertainment
gösteri
house

Tom showed Mary some pictures of his house. - Tom Mary'ye evinin bazı resimlerini gösteriyor.

The house shows signs of neglect. - Ev bakımsızlık belirtileri gösteriyor.

gösteri
{i} play

Sami's band was playing a show in Cairo. - Sami'nin grubu Kahire'de bir gösteri yapıyordu.

gösteri
performance

Tom didn't clap after Mary's performance. - Tom Mary'nin gösterisinden sonra alkışlamadı.

Do you have any tickets for today's performance? - Bugünkü gösteri için hiç biletin var mı?

gösteri
demonstration, display, demo; sin, show, performance; demonstration, protest
gösteri
showing

Do you think they will invite us to the film showing? - Sence bizi film gösterimine davet edecekler mi?

The movie K-9 is showing. - K -9 film gösterimde.

gösteri
exhibition

The exhibition caused a minor scandal. - Gösteri küçük çaplı bir rezalet çıkardı.

gösteri
{i} manifestation
gösteri
demonstrate

There's still a lot to demonstrate. - Gösterilecek birçok şey var.

The situation in Afghanistan demonstrates America's goals, and our need to work together. - Afganistan'daki durum, Amerika'nın hedeflerini ve birlikte çalışmamız gerektiğini gösteriyor.

gösteri
rain check
gösteri
protest

He probably meant that people go to demonstrations just to show up instead of actually protesting. - O, muhtemelen insanların gerçekten protesto yapmak yerine sadece boy göstermek için gösterilere gittiklerini kastediyordu.

Violent clashes broke out between the protesters and the police. - Göstericilerle polis arasında şiddetli çatışmalar patlak verdi.

gösteri
(Tiyatro) theater performance
gösteri
pomp
gösteri
bout
gösteri
spectacle

Bull fighting is a very interesting spectacle. - Boğa güreşi çok ilginç bir gösteridir.

A strange spectacle happened before my eyes. - Gözlerimin önünde tuhaf bir gösteri oldu.

gösteri
display

The celebrations culminated in a spectacular fireworks display. - Kutlamalar muhteşem bir havai fişek gösterisi ile sonuçlandı.

Answers display different degrees of understanding. - Cevaplar, anlama yetisinin farklı derecelerini gösterir.

gösteri
pageant
gösteri
demonstration

They promised to stop their demonstrations. - Onlar gösterilerini durdurmaya söz verdi.

Did the union participate in the demonstration? - Sendika gösteriye katıldı mı?

gösteri
shew
gösteri
demonstration of
gösteri
showing (of a movie); performance (of a play)
gösteri
programme [Brit.]
gösteri
program

Because of some technical problem, a movie was shown in place of the announced program. - Bir teknik sorun nedeniyle, ilan edilen programın yerine bir film gösterildi.

gösteri
performing
gösteri
demonstration (of public feeling)
gösteri
parade

We enjoyed watching a circus parade. - Sirk gösterilerini izlerken eğlendik.

I enjoyed watching the circus parade. - Sirk gösterisini izlemekten zevk aldım.

gösteri
demo

The leader dismissed the demonstrators in the park. - Lider parktaki göstericileri görevden attı.

African Americans demonstrated for civil rights. - Afrikalı Amerikalılar sivil haklar için gösteri yaptılar.

gösteri
show, display (of skill)
gösteri
mumming
gösteri
rendition
gösteri
stunt
gösteri
{i} programme
sevgi gösterisinde bulunan tip
gusher
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение gösterisinde в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Gösteri
(Osmanlı Dönemi) İRAE
Gösteri
demonstrasyon
Gösteri
nümayiş
Gösteri
tezahürat
Gösteri
(Osmanlı Dönemi) MÜRAYAT
gösteri
İlgi, dikkat çekmek için, bir topluluk önünde gösterilen beceri veya oyun
gösteri
Bir istek veya karşı görüşün, halkın ilgisini çekecek biçimde topluca ve açıkça yapılması, nümayiş
gösteri
Sinema veya tiyatroda film, oyun gösterme işi
gösteri
Birinin veya bir topluluğun kendi duygusunu gösteren sözü veya davranışı, tezahürat
gösterisinde
Избранное