gösteriler

listen to the pronunciation of gösteriler
Турецкий язык - Английский Язык
demonstrations

They promised to stop their demonstrations. - Onlar gösterilerini durdurmaya söz verdi.

He probably meant that people go to demonstrations just to show up instead of actually protesting. - O, muhtemelen insanların gerçekten protesto yapmak yerine sadece boy göstermek için gösterilere gittiklerini kastediyordu.

refer to the development and maintenance of educational activities used to demonstrate methods, research results, techniques, products, etc This category may include activities that are passive such as documented sites open to public viewing or activities such as field days, tours, shows, and site specific demonstration meetings
Form of presentation whereby the teacher or learners show how something works or operates or how to do a particular task
involve the teacher showing students procedures or skills through explaining and activity
plural of demonstration
Occasions at which manufacturers show how a product actually works in order to encourage trial use and purchase of the product p 540
SSD personnel are eager to do Service Dog Demonstrations for groups of all types, sizes and ages Demonstrations can last from 20 minutes to an hour, and include dogs demonstrating their capabilities in all aspects of their training To arrange for a demonstration, click here to sent email to lesentier@aol com There is no charge for these demonstrations, although donations are accepted when offered
gösteri
show

Studies show that once the basic needs of shelter and food are met, additional wealth adds very little to happiness. - Araştırmalar, temel barınma ve gıda ihtiyaçları karşılanır karşılanmaz, ilave zenginliğin mutluluğa çok az şey kattığını gösteriyor.

The show will be on the air at 7 p.m. - Gösteri akşam saat yedide yayında olacak.

gösteri
entertainment
gösteri
house

Tom showed Mary some pictures of his house. - Tom Mary'ye evinin bazı resimlerini gösteriyor.

The house shows signs of neglect. - Ev bakımsızlık belirtileri gösteriyor.

gösteri
{i} play

Sami's band was playing a show in Cairo. - Sami'nin grubu Kahire'de bir gösteri yapıyordu.

gösteri
performance

There were no tickets available for Friday's performance. - Cuma gösterisi için mevcut hiç bilet yoktu.

Do you have any tickets for today's performance? - Bugünkü gösteri için hiç biletin var mı?

gösteri
demonstration, display, demo; sin, show, performance; demonstration, protest
gösteri
showing

The movie K-9 is showing. - K -9 film gösterimde.

The teenager is showing off his new car. - Delikanlı yeni arabasını gösteriyor.

gösteri
exhibition

The exhibition caused a minor scandal. - Gösteri küçük çaplı bir rezalet çıkardı.

gösteri
{i} manifestation
gösteri
demonstrate

The situation in Afghanistan demonstrates America's goals, and our need to work together. - Afganistan'daki durum, Amerika'nın hedeflerini ve birlikte çalışmamız gerektiğini gösteriyor.

African Americans demonstrated for civil rights. - Afrikalı Amerikalılar sivil haklar için gösteri yaptılar.

gösteri
rain check
gösteri
protest

Violent clashes broke out between the protesters and the police. - Göstericilerle polis arasında şiddetli çatışmalar patlak verdi.

He probably meant that people go to demonstrations just to show up instead of actually protesting. - O, muhtemelen insanların gerçekten protesto yapmak yerine sadece boy göstermek için gösterilere gittiklerini kastediyordu.

gösteri
(Tiyatro) theater performance
gösteri
pomp
gösteri
bout
gösteri
spectacle

Bull fighting is a very interesting spectacle. - Boğa güreşi çok ilginç bir gösteridir.

A strange spectacle happened before my eyes. - Gözlerimin önünde tuhaf bir gösteri oldu.

gösteri
display

He never made a display of his learning. - O asla öğrendikleri ile ilgili bir gösteri yapmadı.

Answers display different degrees of understanding. - Cevaplar, anlama yetisinin farklı derecelerini gösterir.

gösteri
pageant
gösteri
demonstration

Did the union participate in the demonstration? - Sendika gösteriye katıldı mı?

There were demonstrations against the government by Japanese university students in the 1960's. - 1960'larda Japon üniversite öğrencileri tarafından hükümete karşı yapılan gösteriler vardı.

gösteri
shew
gösteri
demonstration of
gösteri
showing (of a movie); performance (of a play)
gösteri
programme [Brit.]
gösteri
program

Because of some technical problem, a movie was shown in place of the announced program. - Bir teknik sorun nedeniyle, ilan edilen programın yerine bir film gösterildi.

gösteri
performing
gösteri
demonstration (of public feeling)
gösteri
parade

I enjoyed watching the circus parade. - Sirk gösterisini izlemekten zevk aldım.

We enjoyed watching a circus parade. - Sirk gösterilerini izlerken eğlendik.

gösteri
demo

There were demonstrations against the government by Japanese university students in the 1960's. - 1960'larda Japon üniversite öğrencileri tarafından hükümete karşı yapılan gösteriler vardı.

The leader dismissed the demonstrators in the park. - Lider parktaki göstericileri görevden attı.

gösteri
show, display (of skill)
gösteri
mumming
gösteri
rendition
gösteri
stunt
gösteri
{i} programme
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение gösteriler в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Gösteri
(Osmanlı Dönemi) İRAE
Gösteri
demonstrasyon
Gösteri
nümayiş
Gösteri
tezahürat
Gösteri
(Osmanlı Dönemi) MÜRAYAT
gösteri
İlgi, dikkat çekmek için, bir topluluk önünde gösterilen beceri veya oyun
gösteri
Bir istek veya karşı görüşün, halkın ilgisini çekecek biçimde topluca ve açıkça yapılması, nümayiş
gösteri
Sinema veya tiyatroda film, oyun gösterme işi
gösteri
Birinin veya bir topluluğun kendi duygusunu gösteren sözü veya davranışı, tezahürat
gösteriler
Избранное