They promised to stop their demonstrations.
- Onlar gösterilerini durdurmaya söz verdi.
He probably meant that people go to demonstrations just to show up instead of actually protesting.
- O, muhtemelen insanların gerçekten protesto yapmak yerine sadece boy göstermek için gösterilere gittiklerini kastediyordu.
Studies show that once the basic needs of shelter and food are met, additional wealth adds very little to happiness.
- Araştırmalar, temel barınma ve gıda ihtiyaçları karşılanır karşılanmaz, ilave zenginliğin mutluluğa çok az şey kattığını gösteriyor.
The show will be on the air at 7 p.m.
- Gösteri akşam saat yedide yayında olacak.
Tom showed Mary some pictures of his house.
- Tom Mary'ye evinin bazı resimlerini gösteriyor.
The house shows signs of neglect.
- Ev bakımsızlık belirtileri gösteriyor.
Sami's band was playing a show in Cairo.
- Sami'nin grubu Kahire'de bir gösteri yapıyordu.
There were no tickets available for Friday's performance.
- Cuma gösterisi için mevcut hiç bilet yoktu.
Do you have any tickets for today's performance?
- Bugünkü gösteri için hiç biletin var mı?
The movie K-9 is showing.
- K -9 film gösterimde.
The teenager is showing off his new car.
- Delikanlı yeni arabasını gösteriyor.
The exhibition caused a minor scandal.
- Gösteri küçük çaplı bir rezalet çıkardı.
The situation in Afghanistan demonstrates America's goals, and our need to work together.
- Afganistan'daki durum, Amerika'nın hedeflerini ve birlikte çalışmamız gerektiğini gösteriyor.
African Americans demonstrated for civil rights.
- Afrikalı Amerikalılar sivil haklar için gösteri yaptılar.
Violent clashes broke out between the protesters and the police.
- Göstericilerle polis arasında şiddetli çatışmalar patlak verdi.
He probably meant that people go to demonstrations just to show up instead of actually protesting.
- O, muhtemelen insanların gerçekten protesto yapmak yerine sadece boy göstermek için gösterilere gittiklerini kastediyordu.
Bull fighting is a very interesting spectacle.
- Boğa güreşi çok ilginç bir gösteridir.
A strange spectacle happened before my eyes.
- Gözlerimin önünde tuhaf bir gösteri oldu.
He never made a display of his learning.
- O asla öğrendikleri ile ilgili bir gösteri yapmadı.
Answers display different degrees of understanding.
- Cevaplar, anlama yetisinin farklı derecelerini gösterir.
Did the union participate in the demonstration?
- Sendika gösteriye katıldı mı?
There were demonstrations against the government by Japanese university students in the 1960's.
- 1960'larda Japon üniversite öğrencileri tarafından hükümete karşı yapılan gösteriler vardı.
Because of some technical problem, a movie was shown in place of the announced program.
- Bir teknik sorun nedeniyle, ilan edilen programın yerine bir film gösterildi.
I enjoyed watching the circus parade.
- Sirk gösterisini izlemekten zevk aldım.
We enjoyed watching a circus parade.
- Sirk gösterilerini izlerken eğlendik.
There were demonstrations against the government by Japanese university students in the 1960's.
- 1960'larda Japon üniversite öğrencileri tarafından hükümete karşı yapılan gösteriler vardı.
The leader dismissed the demonstrators in the park.
- Lider parktaki göstericileri görevden attı.