Every year, the organisation organises a number of meetings of volunteers who go door-to-door to sell Frisian books.
- Her yıl, örgüt Frizyen dilinde yazılmış kitapları satmak için kapıdan kapıya giden gönüllülerle ilgili çok sayıda toplantı organize eder.
There were no volunteers for the job.
- İş için gönüllüler yoktu.
That organization depends on voluntary contributions.
- Bu organizasyon gönüllü katkılara bağlıdır.
This organization relies entirely on voluntary donations.
- Bu örgüt tamamen gönüllü bağışlara dayanmaktadır.
Few elephants would volunteer to move to Europe.
- Birkaç fil Avrupa'ya taşınmak için gönüllü olurdu.
She devoted herself to the volunteer activity.
- O, gönüllü faaliyetine kendini adamış.
The coalition of the willing.
- Gönüllüler koalisyonu.
I'm pretty sure Tom's willing to help us.
- Tom'un bize yardım etmek için gönüllü olduğundan oldukça eminim.
Did Tom sign that confession voluntarily?
- Tom bu itirafı gönüllü olarak imzaladı mı?
Are you here voluntarily?
- Gönüllü olarak mı buradasın?