gökler

listen to the pronunciation of gökler
Турецкий язык - Английский Язык
skies

Humans have looked to the skies to find their way since ancient times. - İnsanlar eski zamanlardan beri kendi yolunu bulmak için göklere baktı.

Everybody praised her to the skies. - Herkes onu göklere çıkardı.

{i} (Slang) scales for weighing drugs
third-person singular of sky
Third person singular present tense of sky. the plural form of sky
plural of sky
gök
sky

The sky has gradually clouded over. - Gökyüzü yavaş yavaş bulutlandı.

The sky today is blue, without a cloud. - Gök bugün mavi, bulutsuz.

gök
celestial

Astronomers use Latin for naming celestial objects. - Astronomlar gök cisimlerini adlandırmada Latince kullanır.

To give names to celestial objects, astronomers use Latin. - Astronomlar gök nesnelere isim vermek için Latince kullanır.

gök
heavens

There is nothing in the Heavens and on the Earth that love cannot give. - Göklerde ve yerde aşkın veremeyeceği hiçbir şey yok.

Do not fear the heavens and the earth, but be afraid of hearing a person from Wenzhou speak in their local tongue. - Göklerden ve yerden korkmayın fakat Wenzhou'lu bir kişinin kendi dilini konuştuğunu duymaktan korkun.

Gök
gok
gök
sky, heavens, firmament; celestial; blue, azure
gök
prov. unripe, green (fruit)
gök
blue, sky-blue, azure; aquamarine
gök
the blue

The bluebird carries the sky on his back. - Mavi kuş gökyüzünü sırtında taşır.

What impressed me was the blue sky. - Beni etkileyen şey mavi gökyüzüdür.

gök
firmament

May the firmament not fall upon him. - Gökkubbe onun üzerine düşmesin.

gök
heaven

Thousands of stars shone in the heavens. - Gökyüzünde binlerce yıldız parlıyor.

Do not fear the heavens and the earth, but be afraid of hearing a person from Wenzhou speak in their local tongue. - Göklerden ve yerden korkmayın fakat Wenzhou'lu bir kişinin kendi dilini konuştuğunu duymaktan korkun.

gök
zion
gök
olympus
Турецкий язык - Турецкий язык
semavat
(Osmanlı Dönemi) ARAİS
eflak
Gök
(Osmanlı Dönemi) ÇERH
gök
Gökyüzünün, denizin rengi, mavi veya yeşile çalan mavi
gök
İçinde gök cisimlerinin hareket ettiği sonsuz boşluk, uzay, asuman, feza
gök
Henüz olgunlaşmamış meyve için kullanılan sözcük
gök
Bu renkte olan
gök
Olgunlaşmamış: "Uzun süren bir kışın karları, soğukları altından fışkıran gök ekinler..."- A. Kabaklı
gök
Yeryüzü üzerine mavi bir kubbe gibi kapanan boşluk, sema
gök
Yeryüzü üzerine mavi bir kubbe gibi kapanan boşluk, sema: "Süngülerini, çelikten birer parmak gibi, göğe kaldırmışlar."- R. E. Ünaydın
gök
Olgunlaşmamış
gök
(Osmanlı Dönemi) semâ
gökler
Избранное