Death is one of two things. Either it is annihilation, and the dead have no consciousness of anything; or, as we are told, it is really a change: a migration of the soul from this place to another.
- Ölüm iki şeyden biridir.O ya ölümlülüktür, ve ölüler herhangi bir şeyin bilincinde değildir; ya da bize söylenildiği gibi, gerçekten bir değişikliktir: ruhun bu yerden ötekine göç etmesidir.
Africa is a continent of migration.
- Afrika bir göç kıtasıdır.
America’s immigration system is broken.
- Amerika'nın göçmenlik sistemi bozuldu.
Let's introduce ourselves to the immigration office.
- Kendimizi göç ofisine tanıtalım.
The swift is a small migratory bird of the family Apodidae.
- Ebabil Apodidae ailesinin küçük bir göçmen kuşudur.
Many migratory birds come to this pond every year in winter.
- Her yıl kış aylarında birçok göçmen kuş bu gölete gelir.
The rural exodus depopulated entire villages in this region of Germany.
- Kırsal göçü Almanya'nın bu bölgesindeki bütün köylerin nüfusunu azalttı.
Portugal is a country of emigration.
- Portekiz göç veren bir ülkedir.
It's not easy to prevent white flight from cities.
- Şehirlerden beyaz göçü önlemek kolay değildir.
Tom emigrated to Australia when he was thirty.
- Tom otuz yaşındayken Avustralya'ya göç etti.
His family emigrated from their mother country to Brazil forty years ago.
- Ailesi kırk yıl önce anavatanından Brezilya'ya göç etti.
Swallows migrate to a warm climate.
- Kırlangıçlar sıcak iklime göç ederler.
The swans migrate from here to Florida.
- Kuğular buradan Florida'ya göç ederler.
I was born and raised in Lojbanistan, so my native language has been Lojban, but I immigrated with my family to Blueberryland, so my adopted language has been Interlingua.
- Ben Lojbanistan'da doğup büyüdüm bu nedenle benim ana dilim Lojban oldu ama ben ailemle birlikte Blueberryland'e göç ettim, bu yüzden benim benimsediğim dil İnterlingua oldu.
Tom's parents immigrated from Australia.
- Tom'un anne ve babası Avustralya'dan göç ettiler.
I want to emigrate to Australia.
- Avustralya'ya göç etmek istiyorum.
The blank spots have vanished from the maps. They have migrated to the history books.
- Boş noktalar haritalardan kayboldu. Onlar tarih kitaplarına göç ettiler.
I wonder why birds migrate.
- Kuşların neden göç ettiğini merak ediyorum.
Tom immigrated to Australia when he was thirty.
- Tom otuz yaşındayken Avustralya'ya göç etti.
When did you immigrate to our country?
- Ülkemize ne zaman göç ettiniz?