Jessie küçük eşeği ileriye doğru sürdü.
- Jessie urged the little donkey forward.
Tom ileriye doğru birkaç adım attı.
- Tom took a few steps forward.
Tokalaşmak için öne doğru adım attı.
- She stepped forward to shake his hand.
O, öne doğru bir adım attı.
- He took a step forward.
Forvet oyuncusu gol attı.
- The forward kicked a goal.
Bu, ileriye yönelik büyük bir adımdır.
- This is a big step forward.