Определение futbolcu в Турецкий язык Английский Язык словарь
- footballer
The legendary footballer Diego Armando Maradona is from Argentina.
-Efsanevi futbolcu Diego Armando Maradona, Arjantinlidir.
Did you know that Mesut Özil, the famous German footballer, is also Turkish?
-Ünlü Alman futbolcu Mesut Özil'in aynı zamanda Türk olduğunu biliyor muydunuz?
- football player
Football players make a lot of money.
-Futbolcular çok para kazanır .
Messi is the world's greatest football player.
-Messi dünyanın en iyi futbolcusudur.
- soccer player
His brother is a famous soccer player.
-Onun erkek kardeşi ünlü bir futbolcudur.
The soccer player kicked the ball.
-Futbolcu topa tekme attı.
- futbol
- soccer
Nobody can be a head coach of a soccer team without being a soccer player.
-Hiç kimse futbolcu olmadan bir futbol takımının teknik direktörü olamaz.
She will play soccer tomorrow.
-O yarın futbol oynayacak.
- futbol
- football
I play football every day.
-Her gün futbol oynarım.
The legendary footballer Diego Armando Maradona is from Argentina.
-Efsanevi futbolcu Diego Armando Maradona, Arjantinlidir.
- futbolcu olmak
- (Spor) be a soccer player
- futbolcu olmak
- (Spor) be a footballer
- futbolcu olmak istiyorum
- i want to be a soccer player
- futbol
- footer
- futbol
- football game
- futbol
- volley
- futbol
- sideline
- futbol
- association football
- futbolcular
- Footballers
- futbol
- football, soccer
- solak (futbolcu)
- left-footer
Связанные Термины
Определение futbolcu в Турецкий язык Турецкий язык словарь
- Futbol oyuncusu: "Hele futbolcuları göklere çıkarmak ölçüsüzlük ve basitlikti."- H. Taner
- Futbol oyuncusu
- topçu
- Futbol
- ayak topu
- futbol
- Topu, kafa veya ayak vuruşları ile karşı kaleye sokma kuralına dayanan ve on birer kişilik iki takım arasında oynanan top oyunu, ayak topu
- futbol
- Topu, kafa veya ayak vuruşları ile karşı kaleye sokma kuralına dayanan ve on birer kişilik iki takım arasında oynanan top oyunu, ayak topu: "Bir çayırlıkta futbol oynayan çocuklara hakemlik yaptım."- S. F. Abasıyanık