Teknoloji hızla değişir demek bilinen gerçeği dile getirmektir.
- To say that technology changes rapidly is to utter a truism.
Bir ayda işi tamamen bitirmek imkansız.
- It is utterly impossible to finish the work within a month.
Utangaç erkek çocuğu onun varlığında tamamen sıkıldı.
- The shy boy was utterly embarrassed in her presence.
Tom tamamen yiyeceklere saplantılı. Mary'nin onu terkettiğine şaşmamalı.
- Tom is utterly obsessed with food. No wonder Mary dumped him!
O, tamamen aşağılanmış hissetti.
- He felt utterly humiliated.
Teknoloji hızla değişir demek bilinen gerçeği dile getirmektir.
- To say that technology changes rapidly is to utter a truism.
O mutlak bir felaketti.
- It was an utter disaster.
O tam ve mutlak bir zaman kaybıydı.
- It was a complete and utter waste of time.
So whan he com nyghe to hir, she bade hym ryde uttir – ‘for thou smellyst all of the kychyn.’.