O şarkıcının berbat bir sesi var.
- That singer has an awful voice.
Berbat bir şeyin kokusunu alıyorum.
- I smell something awful.
Geçen yaz çok kötüydü.
- Last summer was awful.
Söylediğim şey hakkında çok çok kötü hissediyorum.
- I feel awful about what I said.
Burada çok az mağaza var ve sinema da korkunç.
- There are very few shops and the cinema is awful.
Bugün hava korkunç sıcak.
- It's awfully hot today.
Burada çok az mağaza var ve sinema da korkunç.
- There are very few shops and the cinema is awful.
Tom çok yorgun görünüyor.
- Tom does seem awfully tired.
Müthiş bir bisikletim var.
- I have an awful bike.
Ne müthiş bir dünyada yaşıyoruz!
- What an awful world we live in!