full, packed, crammed together

listen to the pronunciation of full, packed, crammed together
Английский Язык - Турецкий язык

Определение full, packed, crammed together в Английский Язык Турецкий язык словарь

crowded
kalabalık

Tren o kadar kalabalıktı ki ben bütün yol boyunca ayakta durmak zorunda kaldım. - The train was so crowded that I had to keep standing all the way.

Otobüs çok kalabalıktı. - The bus was very crowded.

crowded
kalabalık (yer)
crowded
tıkış tıkış/kalabalık
crowded
kalabalık,v.toplan: adj.kalabalık
crowded
x sıkıştır/toplan/doldur
crowded
toplanmış (bir yere)
crowded
mahşeri
crowded
tıkış tıkış
crowded
dopdolu
crowded
{f} toplan

İnsanlar yaralı adamın etrafına toplandılar fakat doktor olay yerine yaklaştığında ona yol verdiler. - The people crowded round the injured man, but they made way for the doctor when he reached the scene of the accident.

Herkes harika dansçının etrafına toplandı. - Everyone crowded around the fantastic dancer.

crowded
{s} dolu

Cadde arabalarla doluydu. - The street was crowded with cars.

Hangi otoyola karar verirsen ver, arabalarla ve kamyonlarla dolu olacaktır. - Whichever highway you decide on, it will be crowded with cars and trucks.

crowded
{s} olaylı
crowded
{s} sıkışık
Английский Язык - Английский Язык
{s} crowded
full, packed, crammed together
Избранное