fußgelenk

listen to the pronunciation of fußgelenk
Английский Язык - Турецкий язык

Определение fußgelenk в Английский Язык Турецкий язык словарь

ankle
{i} ayak bileği

O, ayak bileğini burktu. - He sprained his ankle.

Burkulmuş bir ayak bileği onu bir ay yürümekten alıkoydu. - A sprained ankle disabled him from walking for a month.

ankle
(Tıp) Ayak bileği, aşık çıkıntısı, tarsus
ankle
{i} ayak bileği kemiği
ankle
ankle bone aşık kemiği
ankle
ayak bilek

Benim ayak bileklerim sık sık şişer. - My ankles often become swollen.

O neredeyse ayak bileklerine kadar uzanan uzun bir siyah ceket giyiyordu. - He was wearing a long black coat that reached almost to his ankles.

ankle joint
(Tıp) ayak bileği eklemi
ankle
ayak bileği eklemi
ankle
{f} yürümek

Burkulmuş bir ayak bileği onu bir ay yürümekten alıkoydu. - A sprained ankle disabled him from walking for a month.

ankle
(fiil) yürümek
Немецкий Язык - Английский Язык
ankle joint
joint of the foot
ankle