Kendimi hiç ümitleri suya düşmüş hissetmiyorum.
- I don't feel frustrated at all.
Kötü hava planlarımızı boşa çıkardı.
- The bad weather frustrated our plans.
Tom gizlice Mary'nin planlarını boşa çıkarma girişiminde bulundu.
- Tom secretly attempted to frustrate Mary's plans.
Kötü hava planlarımızı boşa çıkardı.
- The bad weather frustrated our plans.
Tom hoşnutsuz görünüyor.
- Tom looks disgruntled.
Tom biraz hoşnutsuzdu.
- Tom was a little disgruntled.
Bir kırgın işçinin bombayı koyan kişi olduğunu düşünüyoruz.
- We think a disgruntled employee was the one who planted the bomb.
My clumsy fingers frustrate my typing efforts.
This test frustrates me because if I fail, it'll destroy my grade.
It frustrates me to do all this work and then lose it all.
... So these people are often very frustrated because they come ...
... and and i just got frustrated scene ...