Almanlar tutumlu bir millettir.
- Germans are a frugal people.
O cimri değil, çok tutumluydu.
- She is very frugal, not to say stingy.
Tutumlu olmakla ucuz olmak arasında ince bir çizgi vardır.
- There's a fine line between being frugal and being cheap.
Tom bir araba fabrikasında yedek parça yapıyor.
- Tom is making spare parts in a car factory.
Tom yedek lastiği çıkarmak için bagajı açtı.
- Tom opened the boot to take out the spare wheel.
Yuriko boş zamanında çiçekleri düzenler.
- Yuriko arranges flowers in her spare time.
Boş zamanımda Tatoeba'da cümle çeviririm.
- I translate sentences on Tatoeba in my spare time.