Yarın sabahtan itibaren birlikte koşuya başlayalım.
- Let's start jogging together from tomorrow morning.
O, bugünden itibaren bir hafta sonra geri dönecek, yani, 10 Aralıkta.
- He will be back a week from today, that is, on December 10.
O üniversiteden yeni mezundur, bu yüzden hiç deneyimi yok.
- She is fresh from college, so she has no experience.
Denizden gelen rüzgarlar nemlidir.
- Winds from the sea are humid.
Sophie bilinmeyen bir gönderenden gelen bir başka mektup almak için can atıyordu.
- Sophie had been looking forward to getting another letter from the unknown sender.
O bunu başlangıçtan beri biliyordu.
- She knew it from the start.
Tom başlangıçtan beri haklıydı.
- Tom was right from the beginning.
Allah tarafından gönderilen bir adam geldi; onun adı Yahya'ydı.
- There came a man who was sent from God; his name was John.
Göl buradan uzun bir mesafedir.
- The lake is a long way from here.
Sanırım birkaç gün buradan uzaklaşmalıyız.
- I think we should get away from here for a few days.
Arabam lüks değil ama beni A noktasından B noktasına götürüyor.
- My car isn't fancy, but it gets me from point A to point B.
Hepimiz büyük şoktan dolayı ürperdik.
- We all shuddered from the great shock.
O, hastalığından dolayı okulda yoktu.
- He was absent from school on account of illness.
Dan okuldan bir arkadaşım.
- Dan is a friend from school.
Dan, Linda'ya alkolden uzak kalacağına dair söz verdi.
- Dan promised Linda to stay away from alcohol.
Tom, onun çocukluğundan beri, bir polis olmayı istediğini biliyordu.
- From the time he was a small boy, Tom knew that he wanted to be a policeman.
Tom üniversiteden mezun olduğundan beri bir çevirmen olarak çalışmaktadır.
- Tom has been working as a translator ever since he graduated from college.
Baş ağrın aşırı çalışmaktan kaynaklanıyor.
- Your headache comes from overwork.
Telifli kaynaklardan cümleler eklemeyin.
- Don't add sentences from copyrighted sources.
İlkbaharda, günler daha uzadığında ve güneş daha ısındığında, o, ilk nar bülbülünün güneyden dönüşünü bekledi.
- In the spring, when the days grew longer and the sun warmer, she waited for the first robin to return from the south.
Erkek kardeşim onunla ilk tanıştığından beri onu sevmedi.
- My brother didn't like her from the first time he met her.
Hastalık nedeniyle okulda yoktum.
- I was absent from school because of illness.
O, hasta olması nedeniyle okulda yoktu.
- He was absent from school because he was sick.
Tom Mary'nin Fransızcayı kimden öğrendiğini merak etmeye başladı.
- Tom began to wonder who Mary had learned French from.
Bu çiçekleri kimden aldın?
- Who did you get these flowers from?
Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine pachinko oynayarak tüm vaktini harcıyor.
- You know what my idiot son's doing? Even now he's graduated from university he spends all his time playing pachinko instead of getting a job.
Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine tüm zamanını pachinko oynayarak geçiriyor.
- You know what my idiot son's doing? Even now he's graduated from university he spends all his time playing pachinko instead of getting a job.
Tarihi sahne kapıcısı, Tom Skeleton, eskimiş koltuğunda oturdu, aktörlerin soyunma odalarından taş merdivenlerden yukarı gelirken dinledi.
- Tom Skeleton, the ancient stage doorkeeper, sat in his battered armchair, listening as the actors came up the stone stairs from their dressing rooms.
Eski arkadaşım bana yazdı, yurt dışından dönüşü ile ilgili bilgi verdi.
- My old friend wrote to me, informing me of his return from abroad.
Kaza yüzünden karışıklık ortaya çıktı.
- Confusion arose from the accident.
O, iki yanlış başlama yüzünden yarıştan diskalifiye edildi.
- She was disqualified from the race for two false starts.
He knows right from wrong.
Face away from the wall.
Muriel is living poorly off of her part-time job.
- Muriel is making a poor living from her part-time job.
I have just returned from the post office.
- I've just returned from the post office.