Batı ülkeleri konuyla ilgili tutumundan dolayı Japonya'ya atlıyor.
- Western countries are jumping on Japan for its stance on the issue.
Onlar batı ülkeleriyle iletişim kurdular.
- They communicated with the Western countries.
Yol batıya doğru hafifçe kıvrılır.
- The road curves gently towards the west.
Uzun bir deve kervanı Batıya doğru gidiyordu.
- A long caravan of camel was heading to the West.
Batılı ülkeler doları güçlendirmek için baş başa verip düşünüyorlar.
- Western nations have to put their heads together to strengthen the dollar.
Batı Berlin, Sovyet kontrolü olmadan kalacaktı.
- West Berlin would remain free of Soviet control.
Gün batımı batıda parlıyor.
- The sunset glows in the west.
Güneş batıdan doğsada, o kararından vazgeçmez.
- Were the sun to rise in the west, she would not change her resolution.
Batıdaki erkekler genellikle viski içer.
- Generally men in Westerns drink whisky.
Şehrin on mil batısında bir taş ocağı var.
- There's a rock quarry ten miles west of town.
Mary'nin ofisi evinin iki mil batısındadır.
- Mary's office is two miles west of her house.
Uçak, batıya doğru uçtu.
- The plane flew toward the west.
Gemi, batıya doğru seyrediyor.
- The ship is sailing to the west.