Zürafa yüzemez çünkü ağırlık merkezi çok yukarıda olduğundan baş aşağı döner.
- The giraffe cannot swim because its centre of gravity is so high that it would topple over.
Tom yukarıdan geçen helikopterleri duyabiliyordu.
- Tom could hear helicopters overhead.
Tom şapkasını gözlerinin üzerine aşağıya indirdi.
- Tom pulled his cap down over his eyes.
Gösteri neredeyse bitmişti.
- The performance was almost over.
Ben vardığımda parti neredeyse bitmişti.
- The party was all but over when I arrived.
Kızının ölümü üzerine ağladı.
- He wept over his daughter's death.
Hızlı kahverengi tilki tembel köpeğin üzerine atlar.
- The quick brown fox jumps over the lazy dog.
Dünyanın her yerinde çok sayıda insanlar barış istiyorlar.
- A lot of people want peace all over the world.
Şeylerin üzerinde çok dikkatlice düşünmeyi seven tipim.
- I'm the type who likes to think things over very carefully.
Nalokson morfin türevi ilaçların aşırı dozunun etkilerini tersine çevirebilen hayat kurtarıcı bir ilaçtır.
- Naloxone is a life-saving drug that can reverse the effects of an opioid overdose.
Tom şimdi baştan başa sözleşmeyi okuyor.
- Tom is reading over the contract right now.
300'ü geçkin insan tutuklandı.
- Over 300 people were arrested.
I'll bring over a pizza.