Bir dereceye kadar, biz hepimiz ondan muzdaribiz.
- We all suffer from it to some degree.
İstediğimi ondan alacağım.
- I'll take from it what I wish.
Ondan uzak durmanız sizin akıllılığınız.
- It was wise of you to keep away from him.
Kitabı ondan ödünç aldı.
- She borrowed the book from him.
Çok geçmeden ondan haber alacağımızı umuyorum.
- I hope it won't be long before I hear from her.
O bir hile ile parayı ondan aldı.
- He got the money from her by a trick.
Bundan kim yararlanıyor?
- Who benefits from this?
Onun bisikleti bundan farklıdır.
- His bicycle is different from this one.
Ben haftalardır senden haber almak için can atıyorum.
- I've been looking forward to hearing from you for weeks.
Yakında senden haber almaktan müteşekkür olacağım.
- I would appreciate hearing from you soon.